Sağlık Sektöründe Tekelleşme Eğilimi: 2017 Yılında Satın Almalar

Kansu Yıldırım

Sağlık sisteminde özel sektörün yoğunlaşmasının önünü açan Sağlıkta Dönüşüm Projesi’nin (SDP) birinci fazında atılan temeller ikinci fazda da meyvelerini veriyor. Özel sektörün sağlık ve sosyal hizmetler alanında payını artırması için 2000’li yıllarda başlayan hukuki ve teknik düzenlemeler satın alma ve birleşmeler olarak somutlaşıyor.

AKP hükümetinin ilk yılında, 2003’te yürürlüğe giren 4875 sayılı “Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu” ile başta sağlık olmak üzere hemen her sektörde doğrudan yabancı yatırımların özendirilmesi ve yabancı yatırımcıların haklarının korunması amaçlandı. Bu doğrultuda yerli ve yabancı sermayeli özel şirketlerin pazar payını artırmak amacıyla gerek teşvik sistemi gerekse hukuki imtiyazlara dayalı bir iktisadi model geliştirildi. Kamu yönetimi literatüründe “minimal devlet” olarak anılan model uyarınca devletin kamu hizmetlerindeki ağırlığı azaltılarak, ücrete dayalı hizmet sunumu eğilimi hakim hale geldi. Bu durum aynı zamanda özel sektör mantığını kamuda egemen kılarak, sermaye gruplarının sektördeki pozisyonunu da büyüttü.

Sağlık sektöründe tekelleşme eğilimine de ivme kazandıran birleşme ve satın alma işlemlerine geçmeden önce 2016 ve 2017 yıllarındaki genel trendi gözler önüne sermek faydalı olabilir.

Deloitte tarafından hazırlanan “2017 Yılı Birleşme ve Satın Almalar Raporu”na göre, makroekonomik ve politik risklere rağmen 2017 yılında 298 adet işlem gerçekleşti. Toplam işlem hacmi ise 2016’da yaşanan 7,3 milyar dolarlık dip seviyeye göre yaklaşık yüzde 41’lik bir artış göstererek 10,3 milyar dolar oldu. Bu rakam, 2016 öncesi döneme göre düşük kalsa da, toparlanma olarak yorumlanmaktadır. Yabancı sermayenin işlem hacmi, tarihsel dip seviyelerden birinin görüldüğü 2016’ya göre yüzde 45 artarak 5,5 milyar dolar oldu.

Ernst & Young Türkiye tarafından hazırlanan rapora göre ise 2017 yılında ulaştırma, finansal hizmetler ve gayrimenkul, enerji sektörünün ardından işlem hacmi bazında önde gelen sektörlerden oldu. Sağlık sektörü ise işlem adedi açısından dikkat çekti. İşlem sayısına göre hedef şirketlerin sektörel dağılımı incelendiğinde sağlık sektörü 14 sektör arasında dördüncü sırada yer aldı.

Kaynak: Ernst & Young Türkiye, 2018

Sağlık sektöründe tekelleşme eğilimi 2017 yılında da devam etti. İsviçre, Lüksemburg, ABD merkezli şirketler değişik hacimlerle satın alma işlemine imza attı. Yabancı sermayeli şirketler içinde İsviçre merkezli Straumann Holding Batıgrup Dental’ın yüzde 70’ini, Lüksemburg merkezli Eurofins Scientific Gözlem Gıda Laboratuvarları’nın yüzde 100’ünü, ABD merkezli Merck & Co. grubu Vilsan Veteriner İlaçlarının yüzde 100’ünü satın aldı.Türkiye merkezli şirketlerin satın alma işlemlerinde öne çıkan Acıbadem Sağlık Grubunun birden çok satın alma gerçekleştirmesidir. Türkiye’de özel sağlık sektöründe önde gelen gruplardan olan Acıbadem Sağlık, Me-Di sağlık, Medlife Clinic, Özel Turgutreis Poliklinik’in çeşitli miktarlarda hisselerini satın almıştır. Tekelleşme olgusunun da bir göstergesi olan satın alma tablosu şu şekildedir:

Kaynak: Kaynak: Ernst & Young Türkiye, 2018