Sağlık Turizminin Ekonomi-Politiği (2): Körfez Ülkeleri

Kansu Yıldırım

Makalenin ilk bölümünde kamu ve özel sektörün sağlık turizmi beklentilerini veriler ışığında detaylandırıldı. Türkiye’ye gelen yabancı hasta sayısının 2019 yılından itibaren hızlı bir artışla 1 milyona, 2023 yılında 2 milyon civarına ulaşmasının hesaplandığı belirtildi. Sağlık Bakanlığı’nın hedeflerine göre 2017 yılında sağlık turizmi gelirlerinin 8 milyar dolara yükselmesi öngörülüyor. İkinci bölümde ise sağlık turizmi sektöründe önemli bir yer tutan Körfez ülkeleri üzerinde durulacaktır.

Arap ülkeleri arasında en ciddi harcamaları gerçekleştiren Körfez ülkeleridir. Petrol ihracatçısı konumunda olan Körfez ülkeleri, hidrokarbon ve petrol gelirleri dışında son yıllarda varlık fonu eşliğinde faaliyet gösterdiği finans sektörü ile önemli sermaye birikimi gerçekleştirmektedir. Ulusal Varlık Fonu Enstitüsü’nün 2016 yılı küresel verilerine göre Birleşik Arap Emirlikleri’nin (792 milyar dolar), Suudi Arabistan’ın (598 milyar dolar) ve Katar’ın (256 milyar dolar) varlık fonu büyüklükleri toplamı 1.600 trilyon dolardan fazladır.

Arap Birliği bünyesinde faaliyet gösteren Arap Turizm Teşkilatı’nın Başkanı Bender bin Fehd Al Fuheyd, 2016 yılında Arap ülkelerinin sağlık turisti potansiyeline dikkat çekerek, sağlık turizmi kapsamında senelik 27 milyar dolar harcandığını belirtti. Turizm harcamasında Bahreyn 1,165 milyar dolar ile en düşük harcamaya sahipken, Katar 6,616 milyar dolar, Suudi Arabistan 17,660 milyar dolar, Birleşik Arap Emirlikleri 17,699 milyar dolar ile en yüksek harcamaya sahiptir.

TÜİK’in turizm istatistiklerinde Batı Asya Ülkeleri olarak sınıflandırılmış olan Körfez ülkelerinden 2015 yılında ülkemize gelen turist sayısı 3.563.993’tür. En çok turist 450.674 kişi ile Suudi Arabistan’dan gelmiştir. Katar’dan ülkemize gelen turist sayısı 2015 yılında ise 35.832 kişiye ulaşmıştır.

Suudi Arabistan en fazla termal sağlık turisti gönderen ülkedir. 2014 yılında Suudi Arabistan’dan gelen termal turist sayısı 5.343’tür. Bu rakam toplam termal turist sayısının yüzde 13,54’üne karşılık gelmektedir. Termal turistler aynı zamanda farklı branşlarda da tedavi görmektedir. Dermatoloji, endokrinoloji ve alternatif tıp alanında tedavi hizmeti almaktadırlar.

2014 yılında Katar’dan 447 hasta sağlık turisti olarak Türkiye’ye gelmiştir. 227 sağlık turisti hastanelerde tedavi olmak için gelirken, 170’i sağlık hizmetlerinden yararlanmıştır. En çok çocuk sağlığı ve hastalıkları branşından sağlık hizmeti almışlardır. Bunu dahiliye, deri ve zührevi hastalıklar, KBB, kadın doğum ve  göz hastalıkları izlemiştir. 242 hasta İstanbul’da, 118 hasta Ankara’da ve 34 hasta Bursa’da tedavi görmüştür.

Servetin rantiye ekonomisi ile doğrudan emirlik hanedanlarının mensuplarına dağıtıldığı sistemde sağlık turizmine olan eğilim artmaktadır. Uçuş mesafesi, otelcilik ve konaklama hizmetlerinin gelişkinliği dışında “makul” tedavi fiyatları Türkiye’yi cazibe merkezi haline getirmektedir. Ulusal ve uluslararası pek çok raporda dini ve kültürel yakınlığın (özellikle “mahremiyet” algısı) Körfez’den gelen sağlık turistleri için çekici bir faktör olduğu belirtilmektedir. Ne var ki, küresel sağlık turizmi pazarında belirleyici olan fiyatlardır.

Türkiye Seyahat Acentaları Birliği’nin (TÜRSAB) 2014 raporu ışığında açıklıkla söylenebilir ki Türkiye uluslararası sağlık turistleri için “yüzde 50 tasarruf” imkanı sunmaktadır. Örneğin, By-Pass ameliyatı olmanın maliyeti İspanya’da 43 bin, Meksika’da 42 bin, Kore’de 31 bin 500 dolar iken Türkiye’de 8 bin 500 dolarla 21 bin dolar arasında seyrediyor.