Türkiye’de Sağlık Harcamalarından Bir Kesit: 2002-2013

Dünya Bankası projesi olarak AKP iktidarı tarafından yürürlüğe konan Sağlıkta Dönüşüm Projesi, kamu ve özel sağlık sisteminin finansmanında dönüşüme yol açtı. Başvuru sayısına paralel cepten ödemelerin ve kurum ödemelerinin arttığı yeni modelde, “paran kadar sağlık” anlayışının temelleri atıldı.

AKP döneminde başlatılan Sağlıkta Dönüşüm Projesi’nin (SDP) temel hedefleri arasında sağlık harcamalarının kontrol altına alınması varken söz konusu dönemde kamusal sağlık harcamaları artmaya devam etti. Ayrıca SDP, “katkı ve katılım payları yoluyla cepten harcamaları yasallaştırarak  özel sağlık sigortacılığının önünü açtı” ve “gelecekte özel sağlık harcamalarının artmasına yönelik de bir dinamik” oluşturdu.

Türkiye’de 2002-2013 döneminde sağlık harcamalarının finansman yapısında önemli değişiklikler oldu. 2002 yılında sağlık harcamalarının yüzde 70,7’si kamu sağlık harcaması, yüzde 29,3’ü ise özel sağlık harcaması iken 2013 yılında kamu sağlık harcamalarının payı  yüzde 78,5’e yükseldi ve özel  sağlık harcamalarının payı ise yüzde 21,5’e düştü. Türkiye’de 2002–2013 döneminde sağlık hizmetlerinin  finansmanında kamunun payı arttı.(i)

Kaynak TÜİK

Sağlık harcamalarının GSYİH içindeki payının artışı büyük oranda kamunun kişisel sağlık harcamalarındaki artıştan kaynaklanıyor. Başka bir ifadeyle, kamusal sağlık harcamalarındaki artışın kökeninde, büyük oranda ilaç ve tedavi harcamalarındaki artış bulunuyor.(ii)

Sağlık harcamalarındaki artışı anlamak için ekonomideki genel tabloya bakmak gerekir. İktisatçı-yazar Mustafa Sönmez’in belirttiği üzere, “dışkaynakla ekonomiyi büyütme şansı bulan AKP iktidarı döneminde artan bütçe gelirleri, yükselen ithalat  ve tüketim üstünden alınan dolaylı vergiler sayesinde sağlığa daha çok pay ayrıldı”. AKP iktidarı oy potansiyeli bilinciyle sağlık hizmeti arzını artırmanın yanında hastaneye ve sağlık hizmetlerine erişimi kolaylaştırdı. Bunların sonucunda, hem kamu kaynaklarından sağlık için harcanan pay, hem de halkın cebinden harcamalar arttı.(iii)

Kaynak TÜİK

Yukarıdaki tablodan da görüleceği üzere özel sağlık harcamalarındaki en önemli kalemlerden hane halkı sağlık harcamasının (cepten yapılan sağlık harcamaları) toplam sağlık harcaması içindeki payı, yüzde 19,8’den yüzde 16,8’e geriledi.

Cepten ve kolektif sağlık harcamalarının artmasına karşılık hekime ve hastanelere başvuru sayılarındaki artış nitelikli sağlık hizmeti sunumunda sorun olduğunu gösteriyor. Kışkırtılmış sağlık hizmeti talebi eşliğinde, birinci, ikinci ve üçüncü basamaklarda hekime müracaat sayısı 2002 yılında 208 milyon iken, 2015 yılında 660 milyonun üzerine çıktı. Sağlık Bakanlığına bağlı hastaneler, üniversite hastaneleri ve özel hastaneler bazında hastane müracaat sayısı 2002 yılında 124 milyon iken, 2015 yılında bu sayı 418 milyon oldu.

Tüm bu veriler ve tedaviden ziyade hasta üreten sağlık sistemi, hükümetin hedeflerine ulaşmadığının kanıtı niteliğinde. Sağlıkta Dönüşüm Projesiyle hekime ve hastaneye başvuru sayıları, cepten harcama miktarları, sağlık alanında yapılan yatırımlar artmasına rağmen nitelikli sağlık hizmeti sunumu azalmaya devam ediyor.

 

[i] Volkan Yılmaz ve Nurhan Yentürk, “Türkiye’de Sağlık Harcamalarına Tarihsel Bir Bakış”, Kasım 2015

[ii] A.g.e., sf. 14-15

[iii] Mustafa Sönmez, “Sağlık Olsun, Sömürü Olmasın”, http://mustafasonmez.net/?p=3745